Gönlümün kuytularında bir sızı, derin,
Asırların yankısı, sessiz bir kederin.
Mavzerden fırlamış kurşun misali bir özlem,
Gurbetin çehresinde soluk bir gülüş, bir izlem.
Nücum sönük, feza zifiri bir hicran,
Her an, bir gurbet sefili, bin bir isyan.
Şafak sökmez, doğmaz ebedi güneş,
Senin yokluğun, içimde bir kör ateş.
Rüzgarın ninnisi, bir hışırtı yaprağa,
Deniz coşkun, vuslat arzusuyla toprağa.
Zerrelerimde raks eden bir hasretin ağıdı,
Gel artık, dinlesin bu çileli feryadı.